Molly’nin Oyunu’na geçemden önce; beni tanıyanlar bilir, biyografi konulu filmleri çok severim. Hele birde gerçek hikaye, kurgulanıp filme doğru bir şekilde yansıtılmışsa işte o zaman takdir eder, izlenmesi gereken filmler listesinde hak ettiği yere adını yazarım. Neyse daha fazla uzatmadan konuya girip, birkaç öneri bırakıp kaçmak istiyorum.
Kitabını okuduğum bir hikayenin, sinema filmini izledim. Molly’nin Oyunu. Olimpik kariyere sahip olan Molly Bloom’un sakatlanarak uzaklaştığı spor kariyerinden sonrasında yaşadıklarını anlatan film, bence konu bakımından sıkıcı değil. Çok fazla uzatmadan, izleyiciye bıkkınlık vermeden konun işlenmesi ve merak uyandırması artı puan kazandırıyor. Molly Bloom, olimpik kariyeri bittikten sonra, ihtiyaç duyduğu parayı kazanmanın farklı yollarını ararken, farkında olmadan yolu pokere düşer. Daha önce hiçbir şekilde ilgisi olmayan poker ile ilgili tüm detayları öğrenip, poker turnuvaları düzenlemeye başlayan Molly kısa bir sürede, poker dünyasının en tanınmış organizatörü olur. Uzun araştırmalar sonucu FBI tarafından baskına uğrayan Molly Bloom’un müşteri portföyünde oldukça ilgili çekici isimler vardır. İllegal yollardan kazandığı para serüvenini kaleme alarak kitap çıkarır. Düştüğü zor durumun detaylarını merak ediyorsanız, filmi izledikten sonra kitabı okumanızı da tavsiye ederim.
YAPIMI: 2017- ABD
YÖNETMEN: Aaron Sorkin
TÜR: Biyografi, Dram