Edebiyata olan ilgimi ortaokul sonlarına doğru keşfettim. Okul değişikliğim nedeniyle fazlasıyla canım sıkılmıştı. Yeni okulumda, yeni insanlar ile tanışmak yerine yalnız kalmayı tercih ediyordum. Yapılan zorunlu değişikliklere karşı olan isyanımı kimse görmese de inatçılığımı kullanarak, kendim başkaldırmıştım istemediğim düzene. Bu başkaldırının gerekliliklerini yerine getirerek her şeyden uzak duruyordum. Uzak durdukça da kitap okumaya merak saldım. Kitapları okudukça yeni kavramlar, yeni fikirler kazanmanın verdiği mutluluk benim yalnızlığıma ilaç gibi gelmeye başlamıştı. Kimsenin bilmediği ve görmediği, kitapların desteklediği isyanım, tutkuya dönüşmüştü. Okulda öğrendiklerimin fazlasını bu tutku sayesinde öğrendim.
İzlediğim bir filmi anlatmadan önce kendi hikayemi anlatmamın sebebine gelecek olursak, son dönemlerde izlediğim en güzel filmler listesine bir tanesini daha ekledim. Bu filmin konusu, kitapların hayatımıza beklemediğimiz dokunuşlar yapmasıyla ilgili. Hikaye 1940-1945 yıllarında Almanya işgalinde olan Guernsey adasında geçiyor. Alman işgali nedeniyle, günlük yaşamlarında zorluklar çeken ada halkı, uzun süredir düzgün şekilde beslenememektedirler. Bu açlıklarını sakladıkları, domuz ile geçiştirmek için bir araya gelirler. Daha sonra evlerine dönerken, sokağa çıkma yasağını deldikleri ve topluca hareket ettikleri için Alman askerleri tarafından durdurulurlar. O dönem, insanların bir araya gelmesi, resmi olarak izni alınmış edebiyat ve kitap toplulukları aracılığı ile gerçekleşebiliyordu. Yakalanan kahramanlarımız, askerlerden kurtulmak içinde edebiyat topluluklarının olduğunu, bu yüzden bir arada oldukları yalanını söylüyorlar. Bu yalanlarının işe yaradığını görünce de gerçek bir edebiyat topluluğu kurmak için harekete geçiyorlar. Topluluğun ismi, Guernsey Edebiyat ve Patates Turtası Derneği.
Cemiyet üyelerinden birinin, yazar Juliet Ashton’a mektup yazmasıyla da hikayenin ana olayları gerçekleşmeye başlıyor. Cemiyetin faaliyeti ve ismi Juliet’in dikkatini çekiyor ve mektupta anlatılan insanlar ile tanışmak için Guernsey adasına yolculuk yapmaya karar veriyor. Hikayenin, Elizabeth karakterine olanlar çerçevesinde yoğunlaştığını söyleyebilirim. Kitapların, insan ilişkilerindeki rolünü açıkça hissettiğimiz film ile ilgili daha detaylı bilgi vermek istemiyorum. İzlemeniz gereken güzel bir yapıt olduğunu ve izledikten sonra tekrar izlemek isteyebileceğinizi söyleyebilirim.
Benim hikayemde de kitapların önemli bir yeri olduğu için, filmden fazlasıyla etkilendiğimi söyleyebilirim. İzledikten sonra, yorumlarınızı benimle paylaşabilirsiniz.