1853-1890 yılları arasında yaşamış, sanat dünyasında önemli bir yere sahip olan, Hollandalı ünlü ressam Vincent Willem van Gogh’un gizemli ölümünü konu olarak işleyen film, tamamıyla biyografik bir hikayeye sahiptir. Van Gogh hayatının büyük bir kısmını sanat simsarı olarak geçirmiş, kısa bir dönemde öğretmenlik yapmıştır. Sonrasında Belçika’da fakir bir madenci kasabasında misyoner olmuştur. 1880’de resim kariyeri başlamıştır. Başlangıçta koyu ve kasvetli renkler ile çalışan Van Gogh daha sonra ki süreçlerde kendine özgün resim tarzını geliştirmiştir. Ömrünün son on yılı boyunca yaklaşık 900 suluboya ve yağlıboya resim yapmış. Ayrıca; 1100 karakalem çizimi üretmiştir. Giderek kötüleşen ruhsal durumu, kendi kulağının bir kısmını kesecek kadar çıkmaz bir noktaya taşımıştır. Günden güne kötüleşen hastalığı sonucunda intihar etmiştir.
Film genel olarak yukarıda bahsettiğim olaylar çerçevesinde ilerlemektedir. Filmin en dikkat çekici kısmı ise, görüntüler Van Gogh’un çizim taktiği kullanılarak 100 den fazla ressam tarafından resmedilmiş olmasıdır. Çizgi roman izliyormuş gibi bir hisse kapıldım. Ama kullanılan görüntü taktiği, Vincent Willem Van Gogh’u anlatmanın en doğru taktiği olduğunu film sonunda anlıyorsunuz.
Sanat sevenlerin kaçırmaması gerektiğini düşünüyorum.
IMDB: 7.8
YAPIM: İngiltere/Polonya
TÜRÜ:Biyografi/Dram/Gizem
YÖNETMEN: Dorota Kobiela, Hugh Welchman
FRAGMAN:
Film Müzikleri: